Yumurtanız Nasıl Olsun ?
Merhaba,
Bloğumun ilk yazısını yumurta üzerine yazmaya karar verdim sevgili takipçilerim. Zira “Tavuk Doktoru” açıldığından beri gelen soruların çoğunluğu yumurta üzerine: “Hangi yumurta sağlıklı? Kafes yumurtası yiyelim mi? Çocuğuma köy yumurtası alıyorum, sizce doğru mu? Doğal yumurta nerede bulabilirim? Organik yumurta gerçekten organik mi?”
Son yıllarda bu konu tüm dünyada maalesef sorun olmaya devam ediyor. Nisan ayında Avrupa Birliği ülkelerindeki gibi biz de yumurtalarımızı kodladık: 0, 1, 2 ve 3 diye. “0” kodu organik yetiştiricilik, “1” kodu free range (açık dolaşıma erişim) yetiştiricilik, “2” kodu kümeste kafessiz yetiştiricilik, “3” kodu da kafesli yetiştiricilik için. Yumurtanın üzerinde bu kodlar varsa bilin ki yumurtanız Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından işletme numarası almış, kayıtlı ve kontrol altında bir üreticiden. Aksi halde yasal olmayan yolla yumurta üreten ve satan bir yetiştiriciden yumurta alıyorsunuz demektir ve bu hem risklidir hem de suç teşkil eder. Aslında konu bu şekilde çözülmüş oluyor sanki; mi acaba?
Çözülmüyor evet, çünkü tüketicinin aklı hâlâ karışık. Yumurta gibi çok değerli bir besini de ne hale getirdiler canım dediğinizi duyar gibiyim. İzin verirseniz bu konuyu bir de ben izah etmeye çalışayım naçizane.
Konuyu iki ayrı bakış açısından değerlendirelim. Birincisi, tavuğun refah içinde yaşaması ile ilgili: gezebilen tavuklar ( 0,1 ve 2 ) ve gezemeyen; kafeslerdeki tavuklar (3). Evet 0,1, ve 2 kodlu yumurtaların hepsi gezebilen mutlu mesut tavuklardan elde ediliyor. Peki bu yumurtaları yediğimizde biz de mutlu ve sağlıklı mı oluyoruz? Hayvanları refah içinde yaşıyor olması elbette çok önemli fakat, iş hijyen konusuna gelince durum biraz değişiyor. Gezebilen tavuklar hem kendi hem de diğer kanatlıların dışkılarıyla temasta oldukları için daha sık hastalanıyorlar ve mikroorganizmalar dışkı içerisinde uzun süre yaşayabildiği için de hastalıklar inatçı seyrediyor ve kronikleşiyor ya da salgınlar ve ölümler meydana geliyor. İşlerini yasal olarak yapan üreticiler (0,1,2) tavuklarını aşılıyor ve biyogüvenlik kurallarına da laikiyle uyuyorlar; tavuklar da hastalıkları daha hafif atlatıyorlar.
Fakat köy tavukları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Aşılama yapmadıkları için onlarda kayıplar daha fazla oluyor. Üstelik doğada yaygın olarak bulunan Salmonella bakterisine köy tavuklarında daha sık rastlanıyor. Bu bakteri yumurtlayan tavukta herhangi bir sorun oluşturmazken tavuğun dışkısıyla bulaşık yumurtanın içine girebiliyor; iyi pişirilmeyen yumurtaları tüketenlerin sağlığını tehdit ediyor.
Gelelim gezemeyen kafes tavuklarının (3) yumurtalarına. Hayvan refahı çok önemli ama biyogüvenlik ve halk sağlığı söz konusu olunca ironik olarak kafes tavuklarının yumurtaları daha güvenli görünüyor! Modern kafeslerde yetiştirilen tavuklar neredeyse kendi dışkılarıyla hiç temas etmiyorlar; diğer kanatlıların dışkılarını ise gezemedikleri için görmüyorlar bile. Hal böyle olunca bu tip yetiştiricilikte hastalıklar çok daha nadir görülüyor; görülse bile hafif atlatılıyor. Yumurtaları da gezen tavuklarınkinden çok daha temiz oluyor.
Konuya ikinci bakış açımız ise tavuğun beslenmesi yani ne yediği. Bir defa şunu iyice bilin ki tüm tavuklar (0,1,2 ve 3) fabrika yemi yiyorlar. Fabrika yemi deyince tedirgin oluyorsunuz, aklınıza sentetik, kimyasal maddeler geliyor biliyorum, onun için söylüyorum ben de. Korkmayın aslında hiç de öyle değil. Halk arasında sanayi yemi, fabrika yemi, karma yem diye bilinen kesif yemin tarifini şöyle yapayım size : verildiği hayvanın ileride kendisinden beklenen verime göre, yaşamasını, büyümesini ve gelişmesini temin eden, verim devresinde yaşamasını olumsuz etkilemeden, en çok ve en kaliteli ürün vermesini sağlayan, birçok hastalıktan koruyan, hem kendi sağlığına dokunmayan hem de gıdaya geçtiğinde insan sağlığına dokunmayan, denemeler sonucu ortaya çıkan en yeni bilgilerle birden fazla ve yeteri kadar hammaddenin karışımıdır. Hammadde olarak mısır, buğday, arpa, çavdar gibi tahıl daneleri; kolza küspesi, soya küspesi, ayçiçeği tohumu küspesi, buğday kepeği gibi tarımsal endüstri yan ürünleri kullanılmaktadır. Bunların yanında verileceği hayvana ve verimine direk etkisi olan vitaminler, amino asitler, mineral maddeler, küf ve bakteriye karşı koruyucu organik asitler, barsak bütünlüğünü korumak amaçlı probiyotikler, toksin bağlayıcılar da karmaya girmektedir.
Yemlerdeki tek tartışıla bilinecek konu GDO’lu hammaddelerdir. Şu anda bu konu da Tarım Bakanlığı tarafından sıkı takibe alınmıştır (GDO’lu yemler hakkında uygulama talimatı,2017). Günümüzde tavuk (1,2 ve 3), küçükbaş, büyükbaş ve kafes balıkçılığında kullanılan yemlerde mısır ve soya fasulyesi gibi ürünlerin önemli bir kısmı GDO’lu olarak kullanılmaktadır. GDO’lu yem hammaddelerinin hayvan yemi olarak kullanılmasının hayvan sağlığı ve bu hayvanların ürünlerini tüketen insanların sağlığı üzerinde kanıtlanmış olumsuz etkisini gösteren herhangi bir bilimsel yayın yoktur. Henüz 30 yıllık bir geçmişi olan GDO’lu ürünlerin uzun vadede insan sağlığına olumsuz etkileri olabileceğini savunan bazı bilim adamları çalışmalarını devam ettirmektedir.
“1” Koduna sahip gezen tavuk yetiştiricileri tavukları açık alana da çıkararak yeşillik, sebze, meyve vb. yeme ilave olarak verebilirler.
Organik yumurta üreticilerinde ise en az %95 oranında, organik tarımdan elde edilmiş yem hammaddelerinin kullanım zorunluluğu vardır. Tavukların organik tarıma uygun meraya da çıkarılmaları gerekmektedir. (Organik Kanatlı Besleme; Yıldırım ve Eleroğlu / Tavukçuluk Araştırma Dergisi 11(1): 29-33, 2014).
Dünya nüfusunun hızla artması, artan nüfusa paralel olarak tüketim miktarının artması birim alandan daha fazla verim almayı gerektirmiştir. Hayvancılıktan daha fazla verim almak için ıslah çalışmaları yapılmış, yüksek verimli hibritler elde edilmiş, modern yetiştiricilik sistemleri geliştirilmiş, bunun sonucunda da birim alandan daha fazla ürün elde edilmiştir. Ülkemiz hayvancılığında da özellikle süt sığırcılığında ve tavukçulukta büyük kapasiteli entegre işletmeler kurulmuş ve entansifleşme yaygınlaşmıştır. Entansif sistemde büyük kapasiteli hayvan barınakları kurulur, hayvan refahını sağlayabilecek mekanizasyon teknikleri uygulanır ve büyük çapta üretim gerçekleştirilir.
Hâlihazırdaki kafes sistemleri maalesef tavukların refahını yeterince sağlayamamaktadır. Kafeste yetiştirilen tavukların refahı için yeni bir yasal düzenleme yapılmış ve 2023 yılına kadar tüm işletmelerin kendilerini güncellemeleri zorunlu hale getirilmiştir.
Evet sevgili takipçilerim benden bu kadar!
Şimdi siz karar verin yumurtanız gezen tavuktan mı yoksa gezemeyen tavuktan mı olsun …
Esen kalın
22 Mayıs,2018 Bandırma